444 4 845

Gelecek Nesillere Yaşanabilir Bir Dünya Bırakalım
21 Mart 2022 Yaşam

Gelecek Nesillere Yaşanabilir Bir Dünya Bırakalım

Su, tüm canlıların ve ekosistemlerin varlığı için vazgeçilmezdir. Ancak gün geçtikçe dünyayı ve yaşantımızı etkilemekte olan küresel iklim değişiklikleriyle birlikte bilinçsiz tüketim, su kaynakları ve temiz suya erişim konusunda geri dönüşü olmayan senaryoları da ortaya koyuyor. Zamanla dünyada kişi başına düşen su oranının azalmasıyla en önemli doğal kaynağımızı kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalıyoruz. Küresel su krizine, özellikle de temiz suya erişime dikkat çekmek amacıyla 22 Mart günü Birleşmiş Milletler tarafından 1993 yılında “Dünya Su Günü” olarak ilan edildi ve her yıl farklı temalarda çalışmalar yapılıyor.

2021 Dünya Su Gelişim Raporu’ndan çıkan sonuçlar, önümüzdeki yıllarda dünya genelinde temiz suya erişime ilişkin kritik durumları gözler önüne seriyor. Rapora göre günümüzde 2 milyardan fazla insan su ile ilişkili sorunların bulunduğu bölgelerde yaşıyor. Küresel nüfusun yaklaşık yüzde 45' ini oluşturan 3.4 milyar insan güvenli bir şekilde yönetilen sanitasyon tesislerine erişimden yoksun durumda. Dünyamızın, 2030 yılına kadar yüzde 40'lık bir küresel su açığıyla karşı karşıya kalacağı; bu durumun iklim değişikliği ve Covid-19 gibi küresel zorluklar nedeniyle daha da kötüleşeceği ön görülüyor. 140 düşük ve orta gelirli ülkede, güvenli içme suyuna ve sanitasyona evrensel erişimin sağlanmasının, 2016'dan 2030'a kadar yaklaşık 1.7 trilyon dolara mal olacağı tahmin ediliyor.

Tarım, günümüzde küresel su çekimlerinin yüzde 69'unu oluşturuyor ve bu esas olarak sulama için kullanılan ancak aynı zamanda hayvancılık ve su ürünleri yetiştiriciliği için kullanılan suyu da içeriyor. Bu oran bazı gelişmekte olan ülkelerde yüzde 95'e kadar çıkabiliyor.

2030’a kadar yüzde 40’lık su açlığı riski

Öte yandan gelecekteki su kullanımındaki eğilimleri yansıtmaya çalışan çalışmalarda, farklı sonuçlar da ortaya çıkıyor. 2030 Su Kaynakları Grubu (2009), dünyanın 2030 yılına kadar yüzde 40'lık bir küresel su açığıyla karşı karşıya kalacağı sonucuna varırken, OECD (2012) küresel su talebinin 2000 ile 2050 yılları arasında yüzde 55 artacağını öngörüyor.

Uğur’da Sorumlu Üretim ve Tüketim Programı

Tüm bu araştırma sonuçları dünyamız için bir felaket senaryosu gibi görünse de bizler, günlük alışkanlık ve davranışlarımızda basit değişiklikler yaparak suyun korunması konusunda büyük adımlar atabiliriz. Uğur Okulları olarak sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlamak ve bilinçli nesiller yetiştirmek adına bu yıl Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları arasında yer alan “Sorumlu Üretim ve Tüketim” maddesini eğitim öğretim politikalarımıza dahil ettik. Uğur’da Sorumlu Üretim ve Tüketim Programı’ ile okul öncesinden liseye tüm kademelerde Tarım ve Gıda, Enerji, Su ve Geri Dönüşüm başlıkları altında, doğaya ve insan doğasına uygun biçimde birçok soruna çözüm üretmeyi hedefliyoruz. Tema başlıkları altında yapılandırılmış eylem planları öğrencilerimiz tarafından hayata geçiriliyor. Su teması kapsamında öğrencilerimiz; suyun tasarruflu kullanımına yönelik uygulamalarını gösteren, sulak alanlar için ekosistem koruyucusu uyarı tabelaları hazırlayan, temizlik ürünlerinde suda erimeyen zararlı kimyasal farkındalığı için en çok yeşil ürüne ulaşma konusunda meydan okuyan etkinliklerde bulunuyor. Ayrıca öğrencilerimiz fatura kontrolü yaparak bir önceki aya göre su tüketim miktarında metreküp cinsinden yapacakları tasarrufu da takip ediyor. Küçük yaş gruplarında faturalarda sağlanan kazanç da su tasarrufunun bir göstergesi sayılıyor. Küçük Uğur’lular su faturalarında sağladıkları kazanç miktarını Uğur’da Sorumlu Üretim ve Tüketim Kumbarasında biriktiriyor.

Listeye Dön

Uğurlu Olmanın
Tam Zamanı

Size en yakın okulumuzu seçerek ön kayıt formunu doldurabilirsiniz.

UĞUR'A BAŞVUR
İletişim Formu
İletişim Formu
Lütfen robot olmadığınızı doğrulayınız.